Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


رَضُواْ بِأَن يَكُونُواْ مَعَ الْخَوَالِفِ وَطُبِعَ عَلَى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لاَ يَفْقَهُونَ ﴿٨٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

radû bi en yekûnû mea el havâlifi ve tubia alâ kulûbi-him fe hum lâ yefkahûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
radû razı oldular
bi en yekûnû ile olmaya
mea beraber
el havâlifi (savaşa katılmayıp) geri kalanlar
ve tubia ve tabedildi, mühürlendi
alâ kulûbi-him onların kalplerinin üzeri
fe hum böylece onlar
lâ yefkahûne fıkıh edemezler, idrak edemezler, anlayamazlar

Geri kalanlarla beraber olmaya razı oldular. Ve onların kalplerinin üzeri tabedildi (mühürlendi). Artık onlar fıkıh edemezler.

TEVBE SURESİ 87. Ayeti Şaban Piriş Meali

Geri kalan aciz kadınlarla beraber olmaya razı oldular. Kalpleri kapanmıştır. Bu yüzden anlamazlar.

Şaban Piriş