Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


أَعَدَّ اللّهُ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ ﴿٨٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

eadde allâhu lehum cennâtin tecrî min tahtihâ el enhâru hâlidîne fî-hâ zâlike el fevzu el azîmu
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
eadde allâhu Allah hazırladı
lehum onlar için
cennâtin cennetler
tecrî akar
min tahtihâ el enhâru altından nehirler
hâlidîne ebedî kalanlar, kalacak olanlar
fî-hâ orada
zâlike işte bu
el fevzu el azîmu en büyük fevz, en büyük kurtuluş, en büyük mükâfat

Allah, onlar için altından nehirler akan cennetler hazırladı. Orada ebediyyen kalıcıdırlar. İşte bu “fevz-ül azîm” dir (en büyük kurtuluş, mükâfat).

TEVBE SURESİ 89. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali

Allah, onlara kıyılarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Budur en büyük kurtuluş ve saâdet.

Abdulbaki Gölpınarlı