TEVBE SURESİ 94. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.
يَعْتَذِرُونَ إِلَيْكُمْ إِذَا رَجَعْتُمْ إِلَيْهِمْ قُل لاَّ تَعْتَذِرُواْ لَن نُّؤْمِنَ لَكُمْ قَدْ نَبَّأَنَا اللّهُ مِنْ أَخْبَارِكُمْ وَسَيَرَى اللّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿٩٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ya'tezirûne | özür beyan ederler |
ileykum | size |
izâ reca'tum | siz geri döndüğünüz zaman |
ileyhim | onlara |
kul | de |
lâ ta'tezirû | özür beyan etmeyin |
len nu'mine | asla inanmıyoruz |
lekum | sizin için, size |
kad | olmuştu |
nebbe ene allâhu | Allah bana haber verdi, bildirdi |
min ahbâri-kum | sizin haberlerinizden (haberlerinizi), durumunuzdan (durumunuzu) |
ve se yerâ allâhu | ve Allah görecek |
amele-kum | sizin amellerinizi |
ve resûlu-hu | ve onun resûlü |
summe | sonra |
tureddûne | döndürüleceksiniz |
ilâ | ...e |
âlimil gaybi | gaybı bilen |
ve eş şehâdetî | ve görünen |
fe yunebbiu-kum | böylece size haber verecek |
bi mâ | şeyleri |
kuntum | oldunuz |
ta'melûne | yapıyorsunuz |
Onlara geri döndüğünüz zaman size mazeret (özür) beyan ederler. “Özür beyan etmeyin size asla inanmayız.” de. Allah, sizin haberlerinizi (durumunuzu) bana bildirmişti. Ve Allah ve O’nun Resûl’ü, sizin amellerinizi görecek. Sonra gaybı (görünmeyeni) ve görüneni bilene döndürüleceksiniz. Böylece yapmış olduğunuz şeyleri size haber verecek.
TEVBE SURESİ 94. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Münafıklar, savaştan döndüğünüz vakit, sizden özür dilerler. De ki: Asılsız özürler ileri sürmeyin, çünkü size inanmıyoruz. Allah sizin hakkınızda, gerekli bilgiyi bize vermiş bulunuyor. Zaten Allah ve elçisi bundan sonraki yapıp edeceklerinize bakacak, sonra gizli ve açık herşeyi, hakkıyla bilen Allah'a dödürüleceksiniz de, O size neler yapıyordunuz, hepsini haber verecektir.
Abdullah Parlıyan