Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


يَحْلِفُونَ لَكُمْ لِتَرْضَوْاْ عَنْهُمْ فَإِن تَرْضَوْاْ عَنْهُمْ فَإِنَّ اللّهَ لاَ يَرْضَى عَنِ الْقَوْمِ الْفَاسِقِينَ ﴿٩٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

yahlifûne lekum li terdav an-hum fe in terdav an-hum fe inne allâhe lâ yerdâ an el kavmi el fâsikîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
yahlifûne yemin ederler
lekum size
li terdav sizin razı olmanız için
an-hum onlardan
fe in o zaman, olsa bile eğer
terdav razı olursunuz
an-hum onlardan
fe inne allâhe muhakkak ki Allah
lâ yerdâ razı olmaz
an el kavmi el fâsikîne fasıklar kavminden, fasık kavimden

Onlardan razı olmanız için size yemin ederler. Eğer siz onlardan razı olursanız (razı olsanız bile) muhakkak ki Allah, fasık kavimden razı olmaz.

TEVBE SURESİ 96. Ayeti Ali Ünal Meali

Siz kendilerinden hoşnut olasınız diye karşınızda Allah’a yeminler ederler. Varsayalım ki siz onlardan hoşnut oldunuz; fakat Allah, yoldan çıkmış o günahkârlar güruhundan razı olacak değildir.

Ali Ünal