TEVBE SURESİ 97. Ayeti Adem Uğur Meali
Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.
الأَعْرَابُ أَشَدُّ كُفْرًا وَنِفَاقًا وَأَجْدَرُ أَلاَّ يَعْلَمُواْ حُدُودَ مَا أَنزَلَ اللّهُ عَلَى رَسُولِهِ وَاللّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ ﴿٩٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
el a'râbu
eşeddu
kufran
ve nifâkan
ve ecderu
ellâ (en lâ)ya'lemû
hudûde
mâ
enzele allâhu
alâ resûli-hi
ve allâhu
alîmun
hakîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
el a'râbu | bedevî (göçebe) Araplar |
eşeddu | daha şiddetlidir |
kufran | küfür, inkâr bakımından |
ve nifâkan | ve nifak bakımından |
ve ecderu | ve daha yatkın |
ellâ (en lâ)ya'lemû | bilmemeleri, bilmemeye |
hudûde | sınırları |
mâ | şey, şeyler |
enzele allâhu | Allah'ın indirdiği |
alâ resûli-hi | resûlüne |
ve allâhu | ve Allah |
alîmun | en iyi bilen |
hakîmun | hakîm (hüküm ve hikmet sahibi) |
Bedevî Araplar, küfür (inkâr) ve nifak bakımından daha şiddetlidir. Allah’ın Resûl’üne indirdiği şeylerin sınırlarını bilmemeye daha yatkındırlar. Ve Allah; Alîm (en iyi bilen)’dir, Hakîm (hikmet sahibi, hüküm sahibi)’dir.
TEVBE SURESİ 97. Ayeti Adem Uğur Meali
Bedevîler, kâfirlik ve münafıklık bakımından hem daha beter, hem de Allah'ın Resûlüne indirdiği kanunları tanımamaya daha yatkındır. Allah çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.
Adem Uğur