Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen “berâet” kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir.


وَمِنَ الأَعْرَابِ مَن يَتَّخِذُ مَا يُنفِقُ مَغْرَمًا وَيَتَرَبَّصُ بِكُمُ الدَّوَائِرَ عَلَيْهِمْ دَآئِرَةُ السَّوْءِ وَاللّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ ﴿٩٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve min el a'râbi men yettehızu mâ yunfiku magramen ve yeterabbesu bi kum ed devâire aleyhim dâiratu es sev'i ve allâhu semîun alîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve min el a'râbi ve bedevî (göçebe) Araplar'dan
men kimseler
yettehızu edinir, öyle kabul eder
mâ yunfiku infâk ettiği şeyi
magramen zarar, ziyan
ve yeterabbesu ve bekler
bi kum size
ed devâire devirler, dönemler, olayların değişmesi
aleyhim onlara, onların üzerine (olsun)
dâiratu es sev'i kötü dönemler, felâketli olaylar dönemi (mü'minlere felâketli dönemlerin gelmesi)
ve allâhu ve Allah
semîun en iyi işiten
alîmun en iyi bilen

Ve bedevî Araplar’dan, infâk ettiği şeyi zarar kabul eden kimseler vardır. Ve devrin değişmesini, size (başınıza) kötü devirlerin (felâketlerin) gelmesini beklerler. Kötü dönemler (felâketli olaylar) onların üzerine olsun! Ve Allah, en iyi işitendir, en iyi bilendir.

TEVBE SURESİ 98. Ayeti Harun Yıldırım Meali

Bedevilerden öyleleri de vardır ki, infak ettiğini zorla ödenmiş bir borç sayar ve başınıza musibetler gelmesini bekler dururlar. En kötü bela kendi başlarına olsun. Şüphesiz Allah Semî’dir, Alîm’dir.

Harun Yıldırım