Mekke döneminde inmiştir. 49 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “et-Tûr” kelimesinden almıştır. Tûr, dağ demektir. Burada Hz. Mûsâ’ya ilk vahyin geldiği, Sina Yarımadası’nın güneyindeki Sina dağı kastedilmektedir.


اصْلَوْهَا فَاصْبِرُوا أَوْ لَا تَصْبِرُوا سَوَاء عَلَيْكُمْ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿١٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ıslevhâ fe isbirû ev lâ tasbirû sevâun aleykum innemâ tuczevne kuntum ta'melûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ıslevhâ ona yaslanın
fe isbirû artık sabredin
ev veya, öyle ya da böyle
lâ tasbirû sabretmeyin
sevâun eşittir (birdir, aynıdır)
aleykum size, sizin için
innemâ sadece, yalnız
tuczevne cezalandırılırsınız
şey(ler)
kuntum siz ... oldunuz
ta'melûne siz yapıyorsunuz

Ona (ateşe) yaslanın. Artık sabretseniz de, sabretmeseniz de sizin için birdir. Sadece yapmış olduğunuz şeylerle cezalandırılırsınız.

TÛR SURESİ 16. Ayeti Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Dalın ona! Artık ister sabredin ister sabretmeyin. Sizin için hepsi birdir. Siz ancak yapıp ettiğiniz şeylerin karşılığıyla yüzyüze geleceksiniz."

Yaşar Nuri Öztürk