Mekke döneminde inmiştir. 49 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “et-Tûr” kelimesinden almıştır. Tûr, dağ demektir. Burada Hz. Mûsâ’ya ilk vahyin geldiği, Sina Yarımadası’nın güneyindeki Sina dağı kastedilmektedir.


وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ غِلْمَانٌ لَّهُمْ كَأَنَّهُمْ لُؤْلُؤٌ مَّكْنُونٌ ﴿٢٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve yetûfu aleyhim gılmânun lehum ke enne-hum lu'luun meknûnun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve yetûfu ve tavaf ederler, dönüp dolaşırlar, hizmet ederler
aleyhim onların etrafında, onlara
gılmânun gılmanlar (genç delikanlılar)
lehum onlar için, kendileri için
ke enne-hum sanki onlar ... gibi
lu'luun inciler
meknûnun sedefinde saklı

Ve kendileri için hizmet eden (genç delikanlılar), onların etraflarında dolaşırlar. Onlar sanki sedefinde saklanmış inci gibidirler.

TÛR SURESİ 24. Ayeti Muhammed Esed Meali

Ve onları (ölümsüz) gençlikler bekleyecek, (sanki) kendi kendilerinin (çocuklarıymış gibi), kabuklarının içinde saklanan inciler gibi (saf ve temiz).

Muhammed Esed