Mekke döneminde inmiştir. 49 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “et-Tûr” kelimesinden almıştır. Tûr, dağ demektir. Burada Hz. Mûsâ’ya ilk vahyin geldiği, Sina Yarımadası’nın güneyindeki Sina dağı kastedilmektedir.


أَمْ لَهُمْ سُلَّمٌ يَسْتَمِعُونَ فِيهِ فَلْيَأْتِ مُسْتَمِعُهُم بِسُلْطَانٍ مُّبِينٍ ﴿٣٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

em lehum sullemun yestemiûne fî-hi fe li ye'ti ... bi mustemiu-hum bi sultânin mubînin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
em yoksa, veya ... mı?
lehum onların var
sullemun merdiven
yestemiûne dinliyorlar
fî-hi orada
fe o zaman, artık, böylece
li ye'ti ... bi getirsin
mustemiu-hum onları dinleyenler
bi sultânin güç, delil
mubînin açık, apaçık

Yoksa onların orada (konuşulanları) dinleyecekleri merdivenleri mi var? Öyleyse onları dinleyenler açık delil getirsinler.

TÛR SURESİ 38. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali

Yoksa onların göğe çıkıp meleklerin sözlerini ve onlara bildirilenleri dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse onu dinlemiş olanlardan birisi, bilgisinin açık bir delilini getirsin.

Abdullah Parlıyan