Mekke döneminde inmiştir. 96 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-vâkı’a” kelimesinden almıştır. Vâkı’a, gerçekleşen, meydana gelen olay demektir.


وَكَانُوا يَقُولُونَ أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا أَئِنَّا لَمَبْعُوثُونَ ﴿٤٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kânû yekûlûne e izâ mitnâ ve kun-nâ turâben ve izâmen e innâ le meb'ûsûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kânû ve ... oldular
yekûlûne diyorlar, söylüyorlar
e izâ ... olduğu zaman mı?
mitnâ biz öldük
ve kun-nâ ve biz ... olduk
turâben toprak
ve izâmen ve kemik
e innâ gerçekten biz mi?
le meb'ûsûne mutlaka beas edilenler, diriltilmiş olanlar

Ve şöyle diyorlardı: “Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı? Biz gerçekten, mutlaka beas mı edileceğiz (yeniden mi diriltileceğiz)?”

VÂKIA SURESİ 47. Ayeti Ahmed Hulusi Meali

"Ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra, gerçekten yeni bir bedenle yaşama devam edecek miyiz = bâ's olunacak mıyız?" derlerdi.

Ahmed Hulusi