YÂSÎN SURESİ 47. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Mekke döneminde inmiştir. 83 âyettir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan “Yâ-Sîn” harflerinden almıştır.
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ أَنفِقُوا مِمَّا رَزَقَكُمْ اللَّهُ قَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا أَنُطْعِمُ مَن لَّوْ يَشَاء اللَّهُ أَطْعَمَهُ إِنْ أَنتُمْ إِلَّا فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ ﴿٤٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve izâ kîle | ve denildiği zaman |
lehum | onlara |
enfikû | infâk edin, verin |
mimmâ (min mâ) | şeylerden |
razaka-kum allâhu | Allah'ın sizi rızıklandırdığı |
kâle ellezîne | onlar dediler |
keferû | inkâr edenler, kâfirler |
li ellezîne | o kimselere |
âmenû | îmân edenler, âmenû olanlar |
e nut'imu | biz mi doyuracağız, biz mi yedireceğiz |
men | kim, kimse, kişi |
lev | olsaydı, eğer |
yeşâullâhu (yeşâu allâhu) | Allah diler |
at'ame-hu | onu doyurur |
in entum | siz ancak |
illâ (in ... illâ) | ancak |
fî dalâlin | dalâlet içinde |
mubînin | apaçık |
Ve onlara "Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden infâk edin (verin)." denildiği zaman kâfirler, âmenû olanlara: "Allah’ın dileseydi, doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz ancak apaçık bir dalâlet içindesiniz." dediler.
YÂSÎN SURESİ 47. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Onlara:
Ahmet Tekin
'Allah’ın size rızık ve servet olarak verdiklerinden, Allah yolunda, karşılık gözetmeden gönüllü hayra harcayın, insanların ihtiyaçlarını görün' denildiği zaman, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, iman edenlere:
'Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olması halinde doyuracağı akıllı ve sorumlu kimseleri, biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir yanılgı içindesiniz.' diyorlar.