YÂSÎN SURESİ 66. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Mekke döneminde inmiştir. 83 âyettir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan “Yâ-Sîn” harflerinden almıştır.
وَلَوْ نَشَاء لَطَمَسْنَا عَلَى أَعْيُنِهِمْ فَاسْتَبَقُوا الصِّرَاطَ فَأَنَّى يُبْصِرُونَ ﴿٦٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve lev
neşâu
le
tamesnâ
alâ a'yuni-him
festebekû (fe istebekû)
es sırâta
fe
ennâ
yubsırûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lev | ve şâyet, eğer |
neşâu | dileriz |
le | elbette |
tamesnâ | sildik, mahvettik |
alâ a'yuni-him | onların gözlerine |
festebekû (fe istebekû) | böylece, o zaman koştular, koşuştular |
es sırâta | yol |
fe | o zaman, o taktirde, bundan sonra |
ennâ | nasıl |
yubsırûne | görürler |
Ve eğer dileseydik, elbette gözlerini mahvederdik (kör ederdik). O zaman yolda (sağa sola) koşuştururlardı. Bundan sonra nasıl görürler?
YÂSÎN SURESİ 66. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsaydı, elbette gözlerini silme kör ederdik. Bu durumda doğru yola gelmeye yarış ederlerdi. Ama kâinattaki ve peygamberlerin getirdiği sayısız delilleri göremeyen basiret yoksunları bunun nasıl farkına varacaklardı?
Ahmet Tekin