40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


وَمَا كَانَ لِنَفْسٍ أَن تُؤْمِنَ إِلاَّ بِإِذْنِ اللّهِ وَيَجْعَلُ الرِّجْسَ عَلَى الَّذِينَ لاَ يَعْقِلُونَ ﴿١٠٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ kâne li nefsin en tu'mine illâ bi izni allâhi ve yec'alu er ricse alâ ellezîne lâ ya'kılûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve mâ kâne ve olmadı, olmaz, olamaz
li nefsin bir nefs için, bir nefsin
en tu'mine mü'min olması
illâ (ancak) hariç, olmaksızın
bi izni allâhi Allah'ın izni ile
ve yec'alu ve kılar, yapar, verir
er ricse ceza, azap, pislik
alâ üzerine
ellezîne lâ ya'kılûne akıl etmeyen kimseler

Ve Allah’ın izni olmaksızın, bir kimsenin (bir nefsin) mü’min olması (mümkün) olamaz. Ve (Allah), akıl etmeyen kimselerin üzerine ceza (azap) verir.

YÛNUS SURESİ 100. Ayeti Sadık Türkmen Meali

Allah’ın izni (yani kişinin samimi olduğunu onaylaması) olmadan, hiçbir kimse için iman etme imkânı yoktur. Ve o, aklını kullanmayanlar (ise) pislik/şirk içinde kalır.

Sadık Türkmen