40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


وَإِن يَمْسَسْكَ اللّهُ بِضُرٍّ فَلاَ كَاشِفَ لَهُ إِلاَّ هُوَ وَإِن يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلاَ رَآدَّ لِفَضْلِهِ يُصَيبُ بِهِ مَن يَشَاء مِنْ عِبَادِهِ وَهُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ ﴿١٠٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve in yemseske allâhu bi durrin fe lâ kâşife lehu illâ hûve ve in yurid-ke bi hayrin fe lâ râdde li fadli-hi yusîbu bi-hi men yeşâu min ibâdi-hi ve huve el gafûru er rahîmu
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve in yemseske allâhu ve Allah eğer dokundurursa (isabet ettirirse)
bi durrin bir zarar, bir darlık, bir sıkıntı
fe lâ artık yoktur
kâşife gideren kimse (giderecek kimse)
lehu onun için, onu, ona
illâ hûve ondan başka
ve in yurid-ke ve eğer senin için (sana) isterse
bi hayrin bir hayrı
fe lâ o taktirde yoktur
râdde geri çeviren kimse (geri çevirecek kimse)
li fadli-hi onun fazlını
yusîbu isabet ettirir
bi-hi onu
men yeşâu kimi dilerse, dilediği kimse
min ibâdi-hi onun kullarından
ve huve ve o
el gafûru gafurdur, mağfiret edendir
er rahîmu rahîmdir, rahmet nurunu gönderendir

Ve eğer Allah, sana bir zarar (bir darlık) dokundurursa, artık onu, O’ndan (Allah’tan) başka giderecek kimse yoktur. Ve eğer sana (senin için) bir hayır isterse, o taktirde O’nun fazlını geri çevirecek kimse yoktur. O’nu kullarından dilediği kimseye isabet ettirir. Ve O; Gafûr’dur (mağfiret eden), Rahîm’dir (rahmet nurunun sahibi).

YÛNUS SURESİ 107. Ayeti Ahmet Varol Meali

Allah sana bir sıkıntı verirse onu yine O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer senin için bir iyilik dilerse O'nun lütfunu da geri çevirecek yoktur. O bunu kullarından dilediğine verir. O, bağışlayıcıdır, merhamet edicidir.'

Ahmet Varol