YÛNUS SURESİ 12. Ayeti Hasan Basri Çantay Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
وَإِذَا مَسَّ الإِنسَانَ الضُّرُّ دَعَانَا لِجَنبِهِ أَوْ قَاعِدًا أَوْ قَآئِمًا فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُ ضُرَّهُ مَرَّ كَأَن لَّمْ يَدْعُنَا إِلَى ضُرٍّ مَّسَّهُ كَذَلِكَ زُيِّنَ لِلْمُسْرِفِينَ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ ﴿١٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve izâ messe | ve dokunduğu, isabet ettiği zaman |
el insâne | insana |
ed durru | darlık, musibet, sıkıntı, zarar |
deâ-nâ | bize dua etti |
li cenbi-hî | yan üstü yatarken |
ev kâiden | veya otururken |
ev kâimen | veya ayakta iken |
fe lemmâ | fakat ..... olduğu zaman |
keşef-nâ | biz giderdik, kaldırdık, açtık |
an-hu | ondan |
durra-hu | onun zararını, sıkıntısını |
merre | döndü |
ke | gibi |
en lem yed'u-nâ | bize dua etmedi (dua etmemek) |
ilâ durrin | darlık, musibet, sıkıntı, zarar |
messe-hu | ona isabet etti, dokundu |
kezâlike | işte böylece |
zuyyine | süslendi, güzel gösterildi |
li el musrifîne | haddi aşanlara, müsriflere |
mâ kânû | oldukları şey(ler) |
ya'melûne | yapıyorlar, yaparlar |
Ve insana bir darlık (musîbet, sıkıntı) isabet ettiği (dokunduğu) zaman, yatarken, otururken veya ayaktayken Bize dua etti (eder). Fakat onun sıkıntısını ondan giderdiğimiz zaman ona isabet eden darlıkta (sıkıntıda) Bize dua etmemiş gibi döndü (döner). İşte böylece müsriflere, yapmış oldukları şeyler süslendi.
YÛNUS SURESİ 12. Ayeti Hasan Basri Çantay Meali
İnsana sıkıntı dokunduğu zaman yanı üstü, yahud otururken veya ayakda iken (her haalinde, o sıkıntının giderilmesi için) bize düâ eder. Fakat biz onun sıkıntısını açıp giderdik mi, sanki kendisine dokunan bir sıkıntıya bizi çağırmamış gibi (yine eski yoluna döner) gider. İşte haddi aşanların yapar oldukları ameller böyle süslenmiş (kendilerine hoş gösterilmiş) dir.
Hasan Basri Çantay