40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِآيَاتِهِ إِنَّهُ لاَ يُفْلِحُ الْمُجْرِمُونَ ﴿١٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe men azlemu mimmen ifterâ alâllâhi (alâ allâhi) keziben ev kezzebe bi âyâti-hî inne-hu lâ yuflihu el mucrimûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe men artık, kim
azlemu daha zalim
mimmen ifterâ iftira edenden
alâllâhi (alâ allâhi) Allah'a karşı
keziben yalan olarak, yalanla
ev veya
kezzebe yalanladı
bi âyâti-hî onun âyetlerini
inne-hu muhakkak o
lâ yuflihu felâha, kurtuluşa erdirmez
el mucrimûne mücrimleri

Artık Allah’a karşı yalanla iftira edenden veya O’nun âyetlerini yalanlayandan daha zalim kim (var)dır? Muhakkak ki O, mücrimleri (suçluları) felâha (kurtuluşa) erdirmez.

YÛNUS SURESİ 17. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Hem yalandan bir söz uydurup onu Allah’a mal eden veya Allah’ın âyetlerini yalan sayandan daha zalim kim olabilir? Gerçek şu ki mücrimler iflah olmazlar.

Suat Yıldırım