YÛNUS SURESİ 2. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
أَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَبًا أَنْ أَوْحَيْنَا إِلَى رَجُلٍ مِّنْهُمْ أَنْ أَنذِرِ النَّاسَ وَبَشِّرِ الَّذِينَ آمَنُواْ أَنَّ لَهُمْ قَدَمَ صِدْقٍ عِندَ رَبِّهِمْ قَالَ الْكَافِرُونَ إِنَّ هَذَا لَسَاحِرٌ مُّبِينٌ ﴿٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
e | mı? |
kâne | oldu |
li en nâsi | insanlar için |
aceben | acayip, garip |
en evhay-nâ | vahyetmemiz |
ilâ reculin | bir adama |
min-hum | onlardan |
en enzirin | uyarması |
en nâse | insanları |
ve beşşiri | ve müjdelemesi |
ellezîne âmenû | âmenû olan (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyen) kimseler |
enne | muhakkak ki |
lehum | onlar için |
kademe | ileri derecede mertebe, makam |
sıdkın | iyi, güzel, hak, gerçek |
inde rabbi-him | Rab'lerinin katında |
kâle el kâfirûne | kâfirler dediler |
inne | muhakkak ki |
hâzâ | bu |
le sâhırun | mutlaka bir büyücüdür, sihirbazdır |
mubînun | açıkça, apaçık |
Onlardan bir adama, "insanları uyarması, âmenû olanları (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenleri) müjdelemesi" için vahyetmemiz insanlara acaip (garip) mi geldi? Muhakkak ki onlar için, Rab’lerinin yanında (katında) sıddıklar makamı vardır. Kâfirler şöyle dediler: “Muhakkak ki bu, mutlaka apaçık bir sihirbazdır.”
YÛNUS SURESİ 2. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Kendilerinden biri olan ve onların arasından seçtiğimiz Peygambere; “Bütün insanlığı uyar, inananlara her bakımdan ihlaslı, samimi ve dürüst olmakla, Rableri katında diğer herkesten ileri geçtiklerini müjdele” diye vahyetmemiz, insanların tuhafına mı gitti ki, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler bakın, bu peygamber “Düpedüz bir büyücüdür” derler.
Abdullah Parlıyan