YÛNUS SURESİ 2. Ayeti Ahmet Tekin Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
أَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَبًا أَنْ أَوْحَيْنَا إِلَى رَجُلٍ مِّنْهُمْ أَنْ أَنذِرِ النَّاسَ وَبَشِّرِ الَّذِينَ آمَنُواْ أَنَّ لَهُمْ قَدَمَ صِدْقٍ عِندَ رَبِّهِمْ قَالَ الْكَافِرُونَ إِنَّ هَذَا لَسَاحِرٌ مُّبِينٌ ﴿٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
e | mı? |
kâne | oldu |
li en nâsi | insanlar için |
aceben | acayip, garip |
en evhay-nâ | vahyetmemiz |
ilâ reculin | bir adama |
min-hum | onlardan |
en enzirin | uyarması |
en nâse | insanları |
ve beşşiri | ve müjdelemesi |
ellezîne âmenû | âmenû olan (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyen) kimseler |
enne | muhakkak ki |
lehum | onlar için |
kademe | ileri derecede mertebe, makam |
sıdkın | iyi, güzel, hak, gerçek |
inde rabbi-him | Rab'lerinin katında |
kâle el kâfirûne | kâfirler dediler |
inne | muhakkak ki |
hâzâ | bu |
le sâhırun | mutlaka bir büyücüdür, sihirbazdır |
mubînun | açıkça, apaçık |
Onlardan bir adama, "insanları uyarması, âmenû olanları (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenleri) müjdelemesi" için vahyetmemiz insanlara acaip (garip) mi geldi? Muhakkak ki onlar için, Rab’lerinin yanında (katında) sıddıklar makamı vardır. Kâfirler şöyle dediler: “Muhakkak ki bu, mutlaka apaçık bir sihirbazdır.”
YÛNUS SURESİ 2. Ayeti Ahmet Tekin Meali
İçlerinden liyâkatli ve güvenilir bir adama:
Ahmet Tekin
'Bütün insanları, sorumluluk hesap ve cezayı hatırlatarak uyar ve iman edenlere, imanlarında sadâkat gösterenlere ayrılan Rableri katında yüksek makamlar olduğunu müjdele' diye vahyetmemizde, insanların hayretini mûcip olacak bir şey mi var? Üstelik kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler bir de:
'Bu apaçık bir sihirbazdır' diyorlar.