40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


وَيَقُولُونَ لَوْلاَ أُنزِلَ عَلَيْهِ آيَةٌ مِّن رَّبِّهِ فَقُلْ إِنَّمَا الْغَيْبُ لِلّهِ فَانْتَظِرُواْ إِنِّي مَعَكُم مِّنَ الْمُنتَظِرِينَ ﴿٢٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve yekûlûne lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbi-hi fe kul innemâ el gaybu li allâhi fe entezirû innî mea-kum min el muntezirîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve yekûlûne ve derler
lev lâ olmaz mıydı
unzile indirildi
aleyhi ona
âyetun bir âyet (mucize, delil)
min rabbi-hi onun Rabbinden
fe kul o zaman de
innemâ el gaybu sadece, yalnız gayb
li allâhi Allah'ındır, Allah'a aittir
fe entezirû artık bekleyin
innî muhakkak ben
mea-kum sizinle beraber
min el muntezirîne bekleyenlerden

Ve: “Rabbinden ona bir âyet (mucize, delil) indirilse olmaz mıydı?” derler. O zaman de ki: “Gayb, yalnız Allah’ındır (Allah’a mahsustur). Artık bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.”

YÛNUS SURESİ 20. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali

Şimdi hakkı inkâr edenler: “O'na Rabbinin katından, Kur'ân'dan başka bir mucize indirilseydi ya!” derler. O halde onlara de ki: “İnsanoğlunun görüp algılamayacağı şeylerin bilgisi ancak Allah'a aittir. Öyleyse, bekleyin O'nun iradesi tecelli edinceye kadar; hem, ben de sizinle beraber bekleyeceğim.”

Abdullah Parlıyan