YÛNUS SURESİ 24. Ayeti Sadık Türkmen Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
إِنَّمَا مَثَلُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا كَمَاء أَنزَلْنَاهُ مِنَ السَّمَاء فَاخْتَلَطَ بِهِ نَبَاتُ الأَرْضِ مِمَّا يَأْكُلُ النَّاسُ وَالأَنْعَامُ حَتَّىَ إِذَا أَخَذَتِ الأَرْضُ زُخْرُفَهَا وَازَّيَّنَتْ وَظَنَّ أَهْلُهَا أَنَّهُمْ قَادِرُونَ عَلَيْهَآ أَتَاهَا أَمْرُنَا لَيْلاً أَوْ نَهَارًا فَجَعَلْنَاهَا حَصِيدًا كَأَن لَّمْ تَغْنَ بِالأَمْسِ كَذَلِكَ نُفَصِّلُ الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ ﴿٢٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
innemâ | sadece, yalnız, ancak |
meselu el hayâti ed dunyâ | dünya hayatının meselesi, örneği, durumu |
ke mâin | su gibidir |
enzel-nâ-hu | onu biz indirdik |
min es semâi | gökten, semadan |
fahteleta (fe ihteleta) | o zaman karışır |
bi-hî | onunla |
nebâtu el ardi | yeryüzünün, arzın bitkisi |
mimmâ (min mâ) | şeyden, şeylerden |
ye'kulu en nâsu | insanlar yerler |
ve el en'âmu | ve hayvanlar |
hattâ izâ | hatta olunca, olduğu zaman |
ehazet el ardu | yeryüzü aldı |
zuhrufe-hâ | onun güzelliği, onun güzelleşmesi (son derece güzel ve parlak olması) |
vezzeyyenet | ve süslendi, güzelleşti |
ve zanne | ve zannederler |
ehlu-hâ | onun sahibi |
enne-hum | onlar ..... olduklarını |
kâdirûne | kadir olan kimseler |
aleyhâ | ona |
etâ-hâ | ona geldi |
emru-nâ | emrimiz |
leylen | gece |
ev nehâren | veya gündüz |
fe ceal-nâ-hâ | böylece onu kıldık (yaptık) |
hasîden | hasat ederek, kökünden kopararak |
ke en | gibi olur (oldu) |
lem tagne | olmamış (zenginleşmemiş) |
bi el emsi | dün |
kezâlike | onun gibi, işte böylece |
nufassilu el âyâti | âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz |
li kavmin | bir kavim için |
yetefekkerûne | tefekkür ediyorlar |
Dünya hayatının durumu (örneği) sadece semadan indirdiğimiz, böylece yeryüzünde, insanların ve hayvanların yediği, arzın bitkileri ile karışan su gibidir. Hatta yeryüzü onun güzelliğini alıp güzelleştiği zaman onun sahibi, ona, kendilerinin kaadir (muktedir) olduğunu zannetti. Ona emrimiz gece veya gündüz geldi ve böylece onu hasat ettik (kökünden kopardık). Sanki dün hiç olmamış (zenginleşmemiş) gibi oldu. İşte böylece âyetleri tefekkür eden bir kavim için ayrı ayrı açıklıyoruz.
YÛNUS SURESİ 24. Ayeti Sadık Türkmen Meali
Dünya hayatının durumu; gökyüzünden indirdiğimiz su gibidir! Öyle ki; insanların ve hayvanların beslendiği yer bitkisi onunla/suyla birbirine karıştı. Böylece; yeryüzü ziynetini takınıp süslendiğinde ve sahipleri de onun ürününü biçip toplamaya güç yetirir olduklarını sanmışlarken; bir gece veya gündüz, emrimiz ona gelmiştir de onu, kökünden biçilmiş bir duruma getirmişizdir. Sanki dün hiç yeşermemiş gibi yaparız! İşte böyle, ayetleri geniş geniş açıklıyoruz. Düşünen bir toplum için!..
Sadık Türkmen