YÛNUS SURESİ 29. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
فَكَفَى بِاللّهِ شَهِيدًا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ إِن كُنَّا عَنْ عِبَادَتِكُمْ لَغَافِلِينَ ﴿٢٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe kefâ
billâhi (bi allâhi)
şehîden
beyne-nâ
ve beyne-kum
in kun-nâ
an ibâdeti-kum
le gâfilîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe kefâ | artık yeterli, kâfidir |
billâhi (bi allâhi) | Allah |
şehîden | şahit olarak |
beyne-nâ | bizim aramızda |
ve beyne-kum | ve sizin aranızda |
in kun-nâ | biz olduk |
an ibâdeti-kum | sizin ibadetinizden |
le gâfilîne | mutlaka, gerçekten habersiz, gâfil olanlar |
Artık şahit olarak bizim ve sizin (bizimle sizin) aranızda Allah kâfidir. Biz, sizin ibadetinizden gerçekten gâfildik (habersizdik).
YÛNUS SURESİ 29. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
«İmdi Allah Teâlâ, bizim aramızla sizin aranızda şahit olmak için yeter. Muhakkak ki, biz sizin tapınmanızdan elbette habersiz idik.»
Ömer Nasuhi Bilmen