40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


فَكَفَى بِاللّهِ شَهِيدًا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ إِن كُنَّا عَنْ عِبَادَتِكُمْ لَغَافِلِينَ ﴿٢٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe kefâ billâhi (bi allâhi) şehîden beyne-nâ ve beyne-kum in kun-nâ an ibâdeti-kum le gâfilîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe kefâ artık yeterli, kâfidir
billâhi (bi allâhi) Allah
şehîden şahit olarak
beyne-nâ bizim aramızda
ve beyne-kum ve sizin aranızda
in kun-nâ biz olduk
an ibâdeti-kum sizin ibadetinizden
le gâfilîne mutlaka, gerçekten habersiz, gâfil olanlar

Artık şahit olarak bizim ve sizin (bizimle sizin) aranızda Allah kâfidir. Biz, sizin ibadetinizden gerçekten gâfildik (habersizdik).

YÛNUS SURESİ 29. Ayeti Suat Yıldırım Meali

(28-29) Gün gelir, onların hepsini bir araya toplayıp sonra Allah’a şirk koşanlara: "Siz de, taptığınız şerikleriniz de yerlerinize!" deriz. Artık onları putlarından tamamen ayırmışızdır. Şerikleri: "Siz dünyada bize tapmıyordunuz. Allah da üzerimizde şahittir ki sizin bize taptığınızdan hiç mi hiç haberimiz yoktu!" derler.

Suat Yıldırım