40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


قُلْ مَن يَرْزُقُكُم مِّنَ السَّمَاء وَالأَرْضِ أَمَّن يَمْلِكُ السَّمْعَ والأَبْصَارَ وَمَن يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَمَن يُدَبِّرُ الأَمْرَ فَسَيَقُولُونَ اللّهُ فَقُلْ أَفَلاَ تَتَّقُونَ ﴿٣١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kul men yerzuku-kum min es semâi ve el ardı em men yemliku es sem'a ve el ebsâre ve men yuhricu el hayye min el meyyiti ve yuhricu meyyite min el hayyi ve men yudebbiru el emre fe se yekûlûne allâhu fe kul e fe lâ tettekûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kul de
men kim
yerzuku-kum sizlere rızık verir, sizi rızıklandırır
min es semâi göklerden, semadan
ve el ardı ve arz, yeryüzü, yer
em men veya kim
yemliku gücü yeter, sahip olur, melik olur
es sem'a işitme (duyusu)
ve el ebsâre ve görme hassası
ve men ve kim
yuhricu çıkarır
el hayye diri, canlı
min el meyyiti ölüden, cansızdan
ve yuhricu ve çıkarır
meyyite ölü
min el hayyi diriden, canlıdan
ve men ve kim
yudebbiru el emre işleri düzenleyip, idare eder, yürütür
fe se yekûlûne o zaman diyecekler, derler
allâhu Allah
fe kul öyleyse de
e fe lâ tettekûne hâlâ, takva sahibi olmayacak mısınız

De ki: “Semadan ve arzdan sizi kim rızıklandırıyor? Veya işitmenin (işitme duyusunun) ve görmenin (görme hassasının) meliki (sahibi) kimdir? Ve canlıyı (diriyi) cansızdan (ölüden) çıkaran ve cansızı (ölüyü) canlıdan (diriden) çıkaran kimdir? Ve işi (yaratıp, yöneten) düzenleyip idare eden kimdir?” O zaman: “Allah” diyecekler. Öyleyse: “Hâlâ takva sahibi olmayacak mısınız?” de.

YÛNUS SURESİ 31. Ayeti Ahmed Hulusi Meali

(Müşriklere) de ki: "Sizi semâdan ve arzdan kim rızıklandırıyor? Yahut işitme ve görme kuvvelerinin sahibi kim? Ölüden (ölü hükmündeki kendini sırf beden sanma yaşamından) diriyi (Hayy olanın Esmâ'sıyla diri olduğu bilincini) kim çıkarıyor ve diriden (Hakikati itibarıyla diri iken) ölüyü (kendi veya karşısındakinin hakikatini görememe veya kendini sırf beden olarak kabullenip, toprak olup yok olacağını sanma hâlini) kim oluşturuyor? Kim Hükmü tedbir ediyor?". . . "Allâh" diyecekler. . . De ki: "O hâlde niye korunanlardan olmuyorsunuz?"

Ahmed Hulusi