YÛNUS SURESİ 31. Ayeti Ahmet Tekin Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
قُلْ مَن يَرْزُقُكُم مِّنَ السَّمَاء وَالأَرْضِ أَمَّن يَمْلِكُ السَّمْعَ والأَبْصَارَ وَمَن يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَمَن يُدَبِّرُ الأَمْرَ فَسَيَقُولُونَ اللّهُ فَقُلْ أَفَلاَ تَتَّقُونَ ﴿٣١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kul | de |
men | kim |
yerzuku-kum | sizlere rızık verir, sizi rızıklandırır |
min es semâi | göklerden, semadan |
ve el ardı | ve arz, yeryüzü, yer |
em men | veya kim |
yemliku | gücü yeter, sahip olur, melik olur |
es sem'a | işitme (duyusu) |
ve el ebsâre | ve görme hassası |
ve men | ve kim |
yuhricu | çıkarır |
el hayye | diri, canlı |
min el meyyiti | ölüden, cansızdan |
ve yuhricu | ve çıkarır |
meyyite | ölü |
min el hayyi | diriden, canlıdan |
ve men | ve kim |
yudebbiru el emre | işleri düzenleyip, idare eder, yürütür |
fe se yekûlûne | o zaman diyecekler, derler |
allâhu | Allah |
fe kul | öyleyse de |
e fe lâ tettekûne | hâlâ, takva sahibi olmayacak mısınız |
De ki: “Semadan ve arzdan sizi kim rızıklandırıyor? Veya işitmenin (işitme duyusunun) ve görmenin (görme hassasının) meliki (sahibi) kimdir? Ve canlıyı (diriyi) cansızdan (ölüden) çıkaran ve cansızı (ölüyü) canlıdan (diriden) çıkaran kimdir? Ve işi (yaratıp, yöneten) düzenleyip idare eden kimdir?” O zaman: “Allah” diyecekler. Öyleyse: “Hâlâ takva sahibi olmayacak mısınız?” de.
YÛNUS SURESİ 31. Ayeti Ahmet Tekin Meali
'Gökten ve yerden size rızık ve servet veren kimdir? Kulaklara ve gözlere hükmeden kimdir? Ölüden diriyi, tohum ve yumurtadan canlıyı kim çıkarır? Diriden ölüyü, canlıdan tohum ve yumurtayı kim çıkarır? Kâinat ve içindeki varlıklarla, dünya ve ötesi ile ilgili ilâhî planlamayı kim yapıp yürütüyor, hayatın devamını ve aslî düzeni kim sağlıyor?' de. Onlar:
Ahmet Tekin
'Allah!' diyecekler.
'Hâlâ Allah’a sığınıp, emirlerine yapışmayacak, günahlardan arınıp, azaptan korunmayacak, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranmayacak, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olmayacak mısınız?' de.