YÛNUS SURESİ 31. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
قُلْ مَن يَرْزُقُكُم مِّنَ السَّمَاء وَالأَرْضِ أَمَّن يَمْلِكُ السَّمْعَ والأَبْصَارَ وَمَن يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَمَن يُدَبِّرُ الأَمْرَ فَسَيَقُولُونَ اللّهُ فَقُلْ أَفَلاَ تَتَّقُونَ ﴿٣١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kul | de |
men | kim |
yerzuku-kum | sizlere rızık verir, sizi rızıklandırır |
min es semâi | göklerden, semadan |
ve el ardı | ve arz, yeryüzü, yer |
em men | veya kim |
yemliku | gücü yeter, sahip olur, melik olur |
es sem'a | işitme (duyusu) |
ve el ebsâre | ve görme hassası |
ve men | ve kim |
yuhricu | çıkarır |
el hayye | diri, canlı |
min el meyyiti | ölüden, cansızdan |
ve yuhricu | ve çıkarır |
meyyite | ölü |
min el hayyi | diriden, canlıdan |
ve men | ve kim |
yudebbiru el emre | işleri düzenleyip, idare eder, yürütür |
fe se yekûlûne | o zaman diyecekler, derler |
allâhu | Allah |
fe kul | öyleyse de |
e fe lâ tettekûne | hâlâ, takva sahibi olmayacak mısınız |
De ki: “Semadan ve arzdan sizi kim rızıklandırıyor? Veya işitmenin (işitme duyusunun) ve görmenin (görme hassasının) meliki (sahibi) kimdir? Ve canlıyı (diriyi) cansızdan (ölüden) çıkaran ve cansızı (ölüyü) canlıdan (diriden) çıkaran kimdir? Ve işi (yaratıp, yöneten) düzenleyip idare eden kimdir?” O zaman: “Allah” diyecekler. Öyleyse: “Hâlâ takva sahibi olmayacak mısınız?” de.
YÛNUS SURESİ 31. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
(Ey Peygamber)! De ki: "Göğün ve yerin ürünleriyle sizi rızıklandıran kimdir? Peki, işitme ve görme duyularınız üzerinde kim mutlak söz sahibidir? Dahası kimdir ölüden diriyi çıkaran? Ve diriden ölüyü çıkaran kim? Ya bir düzen içerisinde devinen bütün bir varlığa talimatı kim veriyor? Derhal diyecekler ki: "(Elbette) Allah!" O halde sen de (onlara) de ki: "Hala sorumsuzca davranmayı sürdürecek misiniz?"
Mustafa İslamoğlu