40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


وَمَا يَتَّبِعُ أَكْثَرُهُمْ إِلاَّ ظَنًّا إَنَّ الظَّنَّ لاَ يُغْنِي مِنَ الْحَقِّ شَيْئًا إِنَّ اللّهَ عَلَيمٌ بِمَا يَفْعَلُونَ ﴿٣٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ yettebiu ekseru-hum illâ zannen inne ez zanne lâ yugnî min el hakkı şey'en innallâhe alîmun bi-mâ yef'alûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve mâ ve değil, olmaz
yettebiu tâbî oluyor
ekseru-hum onların çoğu
illâ ...den başka, sadece, hariç
zannen zanna
inne ez zanne şüphesiz zan
lâ yugnî fayda vermez, bir şey kazandırmaz (gani yapmaz)
min ...den
el hakkı hak
şey'en şey
innallâhe muhakkak ki Allah
alîmun en iyi bilendir
bi-mâ şeyleri
yef'alûne onların yaptıklarını

Ve onların çoğu zandan başka bir şeye tâbî olmaz. Şüphesiz zan, haktan bir şey kazandırmaz. Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını bilendir.

YÛNUS SURESİ 36. Ayeti Celal Yıldırım Meali

Çoğu ancak zanna uyarlar; doğrusu zan haktan yana hiçbir anlam taşımaz (onun yerine hiçbir zaman geçmez). Şüphesiz ki Allah onların yapageldiklerini çok iyi bilir.

Celal Yıldırım