40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


وَمَا كَانَ هَذَا الْقُرْآنُ أَن يُفْتَرَى مِن دُونِ اللّهِ وَلَكِن تَصْدِيقَ الَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصِيلَ الْكِتَابِ لاَ رَيْبَ فِيهِ مِن رَّبِّ الْعَالَمِينَ ﴿٣٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ kâne hâzâ el kur'ânu en yufterâ min dûni allâhi ve lâkin tasdîka ellezî beyne yedey-hi ve tafsîle el kitâbi lâ raybe fî hi min rabbi el âlemîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve mâ kâne ve değildir
hâzâ bu
el kur'ânu Kur'ân
en yufterâ uydurulmuş
min dûni allâhi Allah'tan başkası
ve lâkin ve ancak, lâkin
tasdîka tasdik eder
ellezî beyne yedey-hi onların ellerinde olanı (onların elleri arasında olanı)
ve tafsîle ve tafsilatlı (ayrıntılı) olarak açıklar
el kitâbi kitabı
lâ raybe şüphe yoktur
fî hi onda, hakkında
min ...dan
rabbi Rabbi
el âlemîne âlemler

Ve bu Ku’rân, Allah’tan başkası tarafından uydurulmuş değildir. Ve lâkin, onların ellerinde olanı tasdik eder ve Kitab’ı tafsil eder (ayrıntılı olarak açıklar). O’nun hakkında şüphe yoktur, âlemlerin Rabbindendir.

YÛNUS SURESİ 37. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Bu Kur’ân, Allah tarafından gelmeyip başkası tarafından uydurulmuş olması asla mümkün değildir. Lâkin daha önce indirilen kitapları tasdik eder ve farz edilen hüküm ve hakikatleri açıklar. Onda şüphe edilecek hiçbir taraf yoktur. Rabbülâlemin tarafından gönderilmiştir.

Suat Yıldırım