YÛNUS SURESİ 39. Ayeti Ahmet Tekin Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
بَلْ كَذَّبُواْ بِمَا لَمْ يُحِيطُواْ بِعِلْمِهِ وَلَمَّا يَأْتِهِمْ تَأْوِيلُهُ كَذَلِكَ كَذَّبَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الظَّالِمِينَ ﴿٣٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
bel | aksine, hayır |
kezzebû | yalanladılar |
bi-mâ | şeyi |
lem yuhîtû | ihata edemediler, kavrayamadılar |
bi ilmi-hi | onun ilmini |
ve lemmâ | ve olmadıkça |
ye'ti-him | onlara geldi |
te'vîlu-hu | onun yorumu, tevîli |
kezâlike | böylece, bunun gibi |
kezzebe | yalanladılar |
ellezîne min kabli-him | onlardan önceki kimseler |
fanzur (fe unzur) | artık bak |
keyfe | nasıl |
kâne | oldu |
âkibetu | sonu, akıbeti |
ez zâlimîne | zalimler |
Hayır onlara tevîl gelmedikçe (gelmediği için) ilmini kavrayamadıkları şeyi yalanladılar. Bunun gibi ondan öncekiler de yalanladılar. Artık bak, zalimlerin akıbeti (sonu) nasıl oldu.
YÛNUS SURESİ 39. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Aslında onlar, mâhiyetini, içindeki bilgileri, getirdiği ilâhî düzeni kavrayamadıkları, bildirdiği hususlar da o an önlerinde gerçekleşmediği, sonuçlarını hemen görmedikleri için Kur’ân’ı yalanladılar.
Ahmet Tekin
Onlardan öncekiler de kutsal kitapları, peygamberleri böyle yalanlamışlardı. Şimdi ibret nazarıyla bak, incele, inkâr ile isyan ile, baskı, zulüm, işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, aleyhte propaganda yapan zâlimlerin sonu nasıl oldu?