YÛNUS SURESİ 39. Ayeti Ali Ünal Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
بَلْ كَذَّبُواْ بِمَا لَمْ يُحِيطُواْ بِعِلْمِهِ وَلَمَّا يَأْتِهِمْ تَأْوِيلُهُ كَذَلِكَ كَذَّبَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الظَّالِمِينَ ﴿٣٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
bel
kezzebû
bi-mâ
lem yuhîtû
bi ilmi-hi
ve lemmâ
ye'ti-him
te'vîlu-hu
kezâlike
kezzebe
ellezîne min kabli-him
fanzur (fe unzur)
keyfe
kâne
âkibetu
ez zâlimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
bel | aksine, hayır |
kezzebû | yalanladılar |
bi-mâ | şeyi |
lem yuhîtû | ihata edemediler, kavrayamadılar |
bi ilmi-hi | onun ilmini |
ve lemmâ | ve olmadıkça |
ye'ti-him | onlara geldi |
te'vîlu-hu | onun yorumu, tevîli |
kezâlike | böylece, bunun gibi |
kezzebe | yalanladılar |
ellezîne min kabli-him | onlardan önceki kimseler |
fanzur (fe unzur) | artık bak |
keyfe | nasıl |
kâne | oldu |
âkibetu | sonu, akıbeti |
ez zâlimîne | zalimler |
Hayır onlara tevîl gelmedikçe (gelmediği için) ilmini kavrayamadıkları şeyi yalanladılar. Bunun gibi ondan öncekiler de yalanladılar. Artık bak, zalimlerin akıbeti (sonu) nasıl oldu.
YÛNUS SURESİ 39. Ayeti Ali Ünal Meali
Hayır, iddialarında hiç de samimi ve tutarlı değillerdir. Onlar, hakkında kesin ve gerçekçi hiçbir bilgiye sahip olmadan ve ona tâbi olup olmanın ne getirip götüreceğini, onun va’d ve tehditlerinin henüz gerçekleşip gerçekleşmediğini nazara almadan Kur’ân’ı yalanlamaya kalktılar. Onlardan öncekiler de, kendilerine gönderilen kitapları böyle yalanlamışlardı. Yanlış ölçüp, yanlış tartan böylesi zalimlerin sonu ne oldu gör!
Ali Ünal