YÛNUS SURESİ 42. Ayeti Celal Yıldırım Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
وَمِنْهُم مَّن يَسْتَمِعُونَ إِلَيْكَ أَفَأَنتَ تُسْمِعُ الصُّمَّ وَلَوْ كَانُواْ لاَ يَعْقِلُونَ ﴿٤٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve min-hum
men
yestemiûne
ileyke
e fe ente
tusmiu
es summe
ve lev
kânû
lâ ya'kilûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve min-hum | ve onlardan |
men | kimseler (var) |
yestemiûne | seni dinlerler |
ileyke | sana |
e fe ente | fakat, sen mi |
tusmiu | sen duyuracaksın |
es summe | sağırlar |
ve lev | ve ise, olsa |
kânû | oldular |
lâ ya'kilûne | akıl etmezler |
Onlardan seni dinleyen kimseler var. Fakat akıl etmiyorlarsa sağırlara sen mi duyuracaksın?
YÛNUS SURESİ 42. Ayeti Celal Yıldırım Meali
İçlerinden sana kulak verenler eksik değildir. Sen sağırlara —hele bir de akılları ermiyorsa— işittirebilir misin ?
Celal Yıldırım