YÛNUS SURESİ 45. Ayeti Ahmet Tekin Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ كَأَن لَّمْ يَلْبَثُواْ إِلاَّ سَاعَةً مِّنَ النَّهَارِ يَتَعَارَفُونَ بَيْنَهُمْ قَدْ خَسِرَ الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِلِقَاء اللّهِ وَمَا كَانُواْ مُهْتَدِينَ ﴿٤٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve yevme | ve o gün |
yahşuru-hum | onları toplar, toplayacak, haşredecek |
keen | gibi |
lem | olmadı |
yelbesû | kalırlar |
illâ | ...den başka, ancak |
sâaten | bir saat |
min | ...den |
en nehâri | gündüz |
yeteârefûne | tanışırlar, tanışacaklar |
beyne-hum | onlar aralarında |
kad | olmuştu |
hasira | hüsrana düştüler |
ellezîne kezzebû | yalanlayan kimseler, yalanlayanlar |
bi likâi allâhi | Allah'a mülâki olmak (ulaşmak) |
ve mâ kânû | ve olmadılar |
muhtedîne | hidayete eren kimseler (ruhlarını Allah'a ölmeden evvel ulaştıranlar) |
Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar). Allah’a mülâki olmayı (Allah’a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrandadır (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve hidayete eren kimseler olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıramadılar).
YÛNUS SURESİ 45. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Allah’ın onları mahşerde toplayacağı gün, sıkıntının şiddetinden, sanki gündüzün bir kısmında, birbirleriyle tanışacak kadar bir süre dünyada birlikte yaşadıklarını hatırlarlar. Allah’ın huzurunda hesaba çekilmeyi ve cezayı yalanlayanlar hüsrana uğramışlardır. Doğru yola girmeye istekli de değillerdi.
Ahmet Tekin