YÛNUS SURESİ 46. Ayeti Harun Yıldırım Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
وَإِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذِي نَعِدُهُمْ أَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ ثُمَّ اللّهُ شَهِيدٌ عَلَى مَا يَفْعَلُونَ ﴿٤٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve immâ
nurîyenne-ke
ba'de
ellezî naıdu-hum
ev neteveffeyenne-ke
fe ileynâ
merciu-hum
summe allâhu
şehîdun
alâ mâ yef'alûn
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve immâ | ve ama, eğer |
nurîyenne-ke | elbette sana gösteririz |
ba'de | bir kısmı |
ellezî naıdu-hum | onlara vaadettiğimiz |
ev neteveffeyenne-ke | veya seni vefat ettiririz |
fe ileynâ | böylece, sonunda ..... bizedir |
merciu-hum | onların dönüşleri |
summe allâhu | sonra Allah |
şehîdun | şahittir |
alâ mâ yef'alûn | yaptıkları şeye |
Ama sana, onlara vaadettiğimizin bir kısmını göstersek veya seni vefat ettirsek de o zaman (sonunda) onların dönüşü, Bizedir. Sonra Allah, onların yaptığı şeylere de şahittir.
YÛNUS SURESİ 46. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Onlara va’dettiğimizin bir kısmını sana göstersek yahut senin ruhunu alsak da yine onların dönüşü bize olacaktır. Sonra Allah yaptıklarına da şahittir.
Harun Yıldırım