40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


وَإِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذِي نَعِدُهُمْ أَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ ثُمَّ اللّهُ شَهِيدٌ عَلَى مَا يَفْعَلُونَ ﴿٤٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve immâ nurîyenne-ke ba'de ellezî naıdu-hum ev neteveffeyenne-ke fe ileynâ merciu-hum summe allâhu şehîdun alâ mâ yef'alûn
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve immâ ve ama, eğer
nurîyenne-ke elbette sana gösteririz
ba'de bir kısmı
ellezî naıdu-hum onlara vaadettiğimiz
ev neteveffeyenne-ke veya seni vefat ettiririz
fe ileynâ böylece, sonunda ..... bizedir
merciu-hum onların dönüşleri
summe allâhu sonra Allah
şehîdun şahittir
alâ mâ yef'alûn yaptıkları şeye

Ama sana, onlara vaadettiğimizin bir kısmını göstersek veya seni vefat ettirsek de o zaman (sonunda) onların dönüşü, Bizedir. Sonra Allah, onların yaptığı şeylere de şahittir.

YÛNUS SURESİ 46. Ayeti Süleyman Ateş Meali

Ya onları uyardığımız şeylerin bir kısmını sana gösteririz. Ya da (bundan önce) seni vefat ettiririz (farketmez). Nasıl olsa dönüşleri bizedir. Sonra Allâh onların yaptıklarına da şâhiddir.

Süleyman Ateş