YÛNUS SURESİ 49. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
قُل لاَّ أَمْلِكُ لِنَفْسِي ضَرًّا وَلاَ نَفْعًا إِلاَّ مَا شَاء اللّهُ لِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ إِذَا جَاء أَجَلُهُمْ فَلاَ يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلاَ يَسْتَقْدِمُونَ ﴿٤٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
kul
lâ emliku
li nefsî
darran
ve lâ nef'an
illâ
mâ şâallâh(şâe allâhu)
li kulli
ummetin
ecelun
izâ câe
ecelu-hum
fe lâ yeste'hırûne
sâaten
ve lâ yestakdimûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kul | de |
lâ emliku | malik değilim |
li nefsî | nefsim için, kendim için |
darran | bir zarar, bir darlık |
ve lâ nef'an | ve bir fayda |
illâ | hariç, dışında |
mâ şâallâh(şâe allâhu) | Allah'ın dilediği şey |
li kulli | herkes için, hepsi için |
ummetin | ümmet |
ecelun | bir ecel, belirlenmiş bir zaman |
izâ câe | geldiği zaman |
ecelu-hum | onların ecelleri |
fe lâ yeste'hırûne | artık ertelenmez, tehir edilmez |
sâaten | bir saat |
ve lâ yestakdimûne | ve öne alınmaz |
De ki: “Allah’ın dilediği şey hariç, ben nefsime (kendime) bir fayda veya bir zarar vermeye malik değilim. Her ümmetin bir eceli vardır. Onların eceli geldiği zaman artık bir saat tehir edilmez ve öne alınmaz.”
YÛNUS SURESİ 49. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Ey peygamber! De ki: Allah dilemedikçe, ben kendi kendime ne bir zararı önleyecek, ne de kendime bir yarar sağlayabilecek güçteyim. Her toplum için, bir süre belirlenmiştir; süreleri son bulunca, onu ne bir an geciktirebilirler, ne de çabuklaştırabilirler.
Abdullah Parlıyan