40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَتَاكُمْ عَذَابُهُ بَيَاتًا أَوْ نَهَارًا مَّاذَا يَسْتَعْجِلُ مِنْهُ الْمُجْرِمُونَ ﴿٥٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kul e raeytum in etâ-kum azâbu-hu beyâten ev nehâren mâzâ yesta'cilu min-hu el mucrimûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kul de, söyle
e raeytum siz gördünüz mü (düşündünüz mü, görüşünüz nedir, reyiniz nedir)
in etâ-kum şâyet size gelse
azâbu-hu onun azabı
beyâten geceleyin, gece
ev nehâren veya gündüzleyin, gündüz
mâzâ ne, nedir
yesta'cilu acele olarak isterler
min-hu ondan
el mucrimûne mücrimler, suçlular

De ki: “O’nun azabı şâyet gece veya gündüz size gelse (ne olur) düşündünüz mü (gördünüz mü)? Mücrimlerin (suçluların) O’ndan acele istediği nedir?”

YÛNUS SURESİ 50. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali

De ki: Ya bir gece vakti, ya da güpegündüz eğer O'nun azabı başınıza koparsa, ne yapacaksınız hiç düşündünüz mü? Günaha gömülüp gitmiş bir toplumun, bu azabı acele istemesinin sebebi ne olabilir ki?

Abdullah Parlıyan