40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


أَلا إِنَّ لِلّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ أَلاَ إِنَّ وَعْدَ اللّهِ حَقٌّ وَلَكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ ﴿٥٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

e lâ inne li allâhi mâ fî es semâvâti ve el ardı e lâ inne va'de allâhi hakkun ve lâkinne eksere-hum lâ ya'lemûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
e lâ değil mi
inne li allâhi muhakkak ki Allah'ın
mâ fî es semâvâti göklerde olan şeyler, olanlar
ve el ardı ve yerde
e lâ değil mi
inne va'de allâhi muhakkak, mutlaka Allah'ın vaadi
hakkun haktır, gerçektir
ve lâkinne ve lâkin, fakat
eksere-hum onların çoğu
lâ ya'lemûne bilmezler

Göklerde ve yeryüzünde olanlar, muhakkak Allah’ın değil mi? Allah’ın vaadi mutlaka hak değil mi? Ve lâkin onların çoğu bilmezler.

YÛNUS SURESİ 55. Ayeti Şaban Piriş Meali

-İyi bilin ki, göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır. İyi bilin ki, Allah’ın vaadi haktır. Fakat onların çoğu bilmez.

Şaban Piriş