YÛNUS SURESİ 61. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
وَمَا تَكُونُ فِي شَأْنٍ وَمَا تَتْلُو مِنْهُ مِن قُرْآنٍ وَلاَ تَعْمَلُونَ مِنْ عَمَلٍ إِلاَّ كُنَّا عَلَيْكُمْ شُهُودًا إِذْ تُفِيضُونَ فِيهِ وَمَا يَعْزُبُ عَن رَّبِّكَ مِن مِّثْقَالِ ذَرَّةٍ فِي الأَرْضِ وَلاَ فِي السَّمَاء وَلاَ أَصْغَرَ مِن ذَلِكَ وَلا أَكْبَرَ إِلاَّ فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ ﴿٦١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve mâ tekûnu | ve olmazsınız (olmanız yoktur ki) |
fî şe'nin | bir halde, iş üzerinde, bir durumda |
ve mâ tetlû | ve okumazsınız (okumanız yoktur ki) |
min-hu | ondan |
min kur'ânin | Kur'ân'dan |
ve lâ ta'melûne | ve yapmazsınız (yapmanız yoktur ki) |
min amelin | amelden bir şey, bir amel, bir iş |
illâ | ancak, ...den başka olmasın |
kunnâ | biz olduk |
aleykum | sizin üzerinize |
şuhûden | şahitler |
iz tufîdûne | daldığınız zaman |
fî-hi | onda, ona |
ve mâ ya'zubu | ve gizli kalmaz |
an rabbi-ke | Rabbinden |
min miskâli | ağırlığından |
zerretin | bir zerre |
fî el ardı | yeryüzünde |
ve lâ | ve olmaz |
fî es semâi | gökte, semada |
ve lâ asgara | ve daha küçüğü yoktur (olmaz) |
min zâlike | bundan |
ve lâ ekbere | ve daha büyüğü yoktur (olmaz) |
illâ | ancak, yalnız, hariç, ...den başka olmasın |
fî kitâbin mubînin | kitab-ı mübînde |
Ve bir iş ile meşgul olmanız, Kur’ân’dan bir şey okumanız ve yaptığınız bir amel yoktur ki, ona daldığınız zaman sizin üzerinize şahitler olmayalım. Yeryüzünde ve semada zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden gizli kalmaz. Ve ondan daha büyüğü ve daha küçüğü yoktur ki, Kitab-ı Mübîn’de olmasın.
YÛNUS SURESİ 61. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve sen bir işte bulunmazsın ve ondan, Kur'an'dan bir şey okumazsın ve sizler de amelden bir şey yapmazsınız ki, illâ Biz sizin üzerinize o işe daldığınız zaman şahitleriz. Ve Rabbinden ne yerde ve ne de gökte zerre miskali bir şey gaib bulunmaz ve ondan ne daha küçük ve ne de daha büyük bir şey yoktur ki, illâ apaçık olan bir kitapta (yazılıdır).
Ömer Nasuhi Bilmen