YÛNUS SURESİ 67. Ayeti Suat Yıldırım Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
هُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ اللَّيْلَ لِتَسْكُنُواْ فِيهِ وَالنَّهَارَ مُبْصِرًا إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَسْمَعُونَ ﴿٦٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
huve ellezî
ceale
lekum
el leyle
li teskunû
fî-hi
ve en nehâre
mubsıren
inne
fî zâlike
le âyâtin
li kavmin
yesmeûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
huve ellezî | O'dur |
ceale | kıldı, yaptı |
lekum | sizin için |
el leyle | gece |
li teskunû | sukûn bulmanız, dinlenmeniz için |
fî-hi | onun içinde, onda |
ve en nehâre | ve gündüz |
mubsıren | basireti (görmeyi) sağlayan |
inne | muhakkak |
fî zâlike | bunda vardır |
le âyâtin | elbette âyetler |
li kavmin | bir kavim için |
yesmeûne | işitirler |
Sizin için, içinde dinlenin diye gece kılan (vücuda getiren) ve basireti (görmeyi) sağlayan, gündüzü (aydınlık) kılan O’dur. Muhakkak ki bunda, işiten bir kavim için elbette âyetler vardır.
YÛNUS SURESİ 67. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Dinlenip sükûnet bulmanız için geceyi karanlık, çalışıp iş yapmanız için de gündüzü aydınlık kılan O’dur. Elbette bunda, işitip dinlemesini bilen kimseler için nice deliller ve ibretler vardır.
Suat Yıldırım