YÛNUS SURESİ 68. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
قَالُواْ اتَّخَذَ اللّهُ وَلَدًا سُبْحَانَهُ هُوَ الْغَنِيُّ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَات وَمَا فِي الأَرْضِ إِنْ عِندَكُم مِّن سُلْطَانٍ بِهَذَا أَتقُولُونَ عَلَى اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ ﴿٦٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
kâlû ittehaze allâhu
veleden
subhâne-hu
huve el ganiyyu
lehu
mâ
fî es semâvâti
ve mâ
fî el ardı
in
inde-kum
min sultânin
bi hâzâ
e tekûlûne
alâllâhi (alâ allâhi)
mâ lâ ta'lemûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kâlû ittehaze allâhu | dediler, Allah edindi |
veleden | bir veled, çocuk |
subhâne-hu | o münezzehtir, ondan münezzehtir |
huve el ganiyyu | o ganidir (zengindir, ihtiyacı yoktur) |
lehu | onun |
mâ | şeyler |
fî es semâvâti | göklerde var olan |
ve mâ | ve şeyler |
fî el ardı | yeryüzünde var olan |
in | ise, olsa (yok ki) |
inde-kum | sizde, sizin yanınızda |
min sultânin | bir delil |
bi hâzâ | buna ait, buna dair |
e tekûlûne | mi söylüyorsunuz (söylüyor musunuz) |
alâllâhi (alâ allâhi) | Allah'a |
mâ lâ ta'lemûne | bilmediğiniz şey |
“Allah çocuk edindi” dediler. O, ondan münezzehtir. O, Ganî’dir. Semalarda ve yeryüzünde olan şeyler O’nundur. Yanınızda buna dair bir delil olsa (yoktur). Allah’a bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz?
YÛNUS SURESİ 68. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
(Bu gerçeklere rağmen) "Allah bir oğul edindi" iddiasında bulundular. O aşkın bir hakikattir; O hiçbir şeye muhtaç olmayıp, mutlak anlamda kendi kendine yetendir: Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'na aittir. Sizin elindeyse bu tür bir iddiada bulunmak için hiçbir deliliniz yoktur: (buna rağmen), Allah'a bilmediğiniz bir şeyi mi isnat ediyorsunuz?
Mustafa İslamoğlu