YÛNUS SURESİ 70. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
مَتَاعٌ فِي الدُّنْيَا ثُمَّ إِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ ثُمَّ نُذِيقُهُمُ الْعَذَابَ الشَّدِيدَ بِمَا كَانُواْ يَكْفُرُونَ ﴿٧٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
metâun
fî ed dunyâ
summe
ileynâ
merciu-hum
summe
nuzîku-hum
el azâbe eş şedîde
bi-mâ
kânû
yekfurûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
metâun | bir metadır (geçinme) vardır |
fî ed dunyâ | dünyada |
summe | sonra |
ileynâ | bize |
merciu-hum | onların dönüşleri |
summe | sonra |
nuzîku-hum | onlara tattıracağız |
el azâbe eş şedîde | şiddetli azabı |
bi-mâ | şeyler sebebiyle, dolayısıyla |
kânû | oldular |
yekfurûne | inkâr ediyorlar (kâfir oluyorlar) |
Dünyada bir meta (geçinme) vardır. Sonra onların dönüşleri Bizedir. Sonra da inkâr etmiş olmalarından (kâfir olmalarından) dolayı onlara şiddetli azap tattıracağız.
YÛNUS SURESİ 70. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Onlar için belki dünyada biraz faydalanma vardır fakat dönüşleri bizedir. Bizden gelen gerçekleri örtbas etmelerinden dolayı onlara çok şiddetli bir azabı tattıracağız.
Abdullah Parlıyan