40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


مَتَاعٌ فِي الدُّنْيَا ثُمَّ إِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ ثُمَّ نُذِيقُهُمُ الْعَذَابَ الشَّدِيدَ بِمَا كَانُواْ يَكْفُرُونَ ﴿٧٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

metâun fî ed dunyâ summe ileynâ merciu-hum summe nuzîku-hum el azâbe eş şedîde bi-mâ kânû yekfurûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
metâun bir metadır (geçinme) vardır
fî ed dunyâ dünyada
summe sonra
ileynâ bize
merciu-hum onların dönüşleri
summe sonra
nuzîku-hum onlara tattıracağız
el azâbe eş şedîde şiddetli azabı
bi-mâ şeyler sebebiyle, dolayısıyla
kânû oldular
yekfurûne inkâr ediyorlar (kâfir oluyorlar)

Dünyada bir meta (geçinme) vardır. Sonra onların dönüşleri Bizedir. Sonra da inkâr etmiş olmalarından (kâfir olmalarından) dolayı onlara şiddetli azap tattıracağız.

YÛNUS SURESİ 70. Ayeti Ali Ünal Meali

Olsa olsa sadece dünyada bir müddet geçinip giderler; ardından hepsinin dönüşü Bizedir; sonra da Biz, böyle sürekli küfür içinde bulunmuş olmalarından dolayı onlara o çok çetin azabı tattırırız.

Ali Ünal