40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


ثُمَّ بَعَثْنَا مِن بَعْدِهِم مُّوسَى وَهَارُونَ إِلَى فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ بِآيَاتِنَا فَاسْتَكْبَرُواْ وَكَانُواْ قَوْمًا مُّجْرِمِينَ ﴿٧٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

summe beas-nâ min ba'di-him mûsâ ve hârûne ilâ fir'avne ve melâi-hî bi âyâti-nâ festekberû (fe istekberû) ve kânû kavmen mucrimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
summe sonra
beas-nâ biz gönderdik
min ba'di-him onlardan sonra
mûsâ ve hârûne Musa ve Harun
ilâ fir'avne firavuna
ve melâi-hî ve onun ileri gelenlerine
bi âyâti-nâ âyetlerimizle
festekberû (fe istekberû) fakat kibirlendiler
ve kânû ve oldular
kavmen bir kavim
mucrimîne mücrim (suçlu)

Sonra onların arkasından Musa ve Harun’u âyetlerimizle firavun ve onun ileri gelenlerine gönderdik. Fakat onlar kibirlendiler. Ve mücrim (suçlu) kavim oldular.

YÛNUS SURESİ 75. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Onlardan sonra da, Firavun ile ileri gelen yardımcılarına Mûsâ ile Harun’u delillerimiz, mûcizelerimizle gönderdik. Ama onlar büyüklük taslayıp kabul etmeyi kibirlerine yediremediler ve suçlu bir halk oldular.

Suat Yıldırım