YÛNUS SURESİ 78. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
قَالُواْ أَجِئْتَنَا لِتَلْفِتَنَا عَمَّا وَجَدْنَا عَلَيْهِ آبَاءنَا وَتَكُونَ لَكُمَا الْكِبْرِيَاء فِي الأَرْضِ وَمَا نَحْنُ لَكُمَا بِمُؤْمِنِينَ ﴿٧٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
kâlû
e ci'te-nâ
li telfite-nâ
ammâ (an mâ)
veced-nâ
aleyhi
âbâe-nâ
ve tekûne
lekumâ
el kibriyâu
fî el ardı
ve mâ nahnu
lekumâ
bi mu'minîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kâlû | dediler |
e ci'te-nâ | bize mi geldiniz |
li telfite-nâ | bizi çevirmek, (vazgeçirmek) için |
ammâ (an mâ) | şeyden |
veced-nâ | bulduk |
aleyhi | (onun) üzerinde |
âbâe-nâ | atalarımız, babalarımız |
ve tekûne | ve siz olursunuz |
lekumâ | sizin için, siz ikinizin, sizin |
el kibriyâu | büyüklük (üstünlük) |
fî el ardı | yeryüzünde |
ve mâ nahnu | ve biz değiliz |
lekumâ | siz ikiniz |
bi mu'minîne | inanacak, îmân edecek |
Dediler ki: “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çevirmek için ve yeryüzünde büyüklük (üstünlük, saltanat) sizin olsun diye mi bize geldiniz? Ve biz siz ikinize îmân edecek (inanacak) değiliz.”
YÛNUS SURESİ 78. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Firavun ve çevresindeki seçkinler: “Bizi, atalarımızı inanç ve uygulama olarak izler bulduğumuz yoldan çevirmeye ve böylece ikinizin bu ülkede söz sahibi kimseler olmanızı sağlamaya mı geldiniz? Her ne hal ise, ikinize de inanmıyoruz” dediler.
Abdullah Parlıyan