40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


فَمَا آمَنَ لِمُوسَى إِلاَّ ذُرِّيَّةٌ مِّن قَوْمِهِ عَلَى خَوْفٍ مِّن فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِمْ أَن يَفْتِنَهُمْ وَإِنَّ فِرْعَوْنَ لَعَالٍ فِي الأَرْضِ وَإِنَّهُ لَمِنَ الْمُسْرِفِينَ ﴿٨٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe mâ âmene li mûsâ illâ zurriyyetun min kavmi-hî alâ havfin min fir'avne ve melâi-him en yeftine-hum ve inne fir'avne le âlin fî el ardı ve inne-hu le min el musrifîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe bundan sonra
mâ âmene âmenû olmadı (îmân etmedi, inanmadı)
li mûsâ Musa'ya
illâ ancak, ...den başka, hariç
zurriyyetun zürriyet, sülâle
min kavmi-hî onun kavminden
alâ havfin korkusu üzerine, korkusuyla
min fir'avne firavundan
ve melâi-him ve onun ileri gelenleri
en yeftine-hum onları fitneye düşürmesi (onlara işkence etmesi)
ve inne ve muhakkak
fir'avne firavun
le âlin çok kibirli, büyüklük taslayan, üstün (zorba)
fî el ardı yeryüzünde
ve inne-hu ve muhakkak o
le min el musrifîne gerçekten haddi aşanlardan, müsriflerden, azgınlardan

Bundan sonra, firavunun ve onun ileri gelenlerinin onları fitnelemesi (belâya uğratması) korkusuyla, Musa (A.S)’a, (kendi) kavminden, zürriyetinden (gençlerinden) başkası îmân etmedi. Ve muhakkak ki firavun, yeryüzünde üstündü (zorbaydı). Ve gerçekten o müsriflerdendi (haddi aşan azgınlardandı).

YÛNUS SURESİ 83. Ayeti Kadri Çelik Meali

Firavun ve erkânının kendilerine kötülük yapmasından korktuklarından, kavminin bir kısım gençleri dışında, kimse Musa'ya inanmamıştı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve hakikaten aşırı gidenlerdendi.

Kadri Çelik