YÛNUS SURESİ 83. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
فَمَا آمَنَ لِمُوسَى إِلاَّ ذُرِّيَّةٌ مِّن قَوْمِهِ عَلَى خَوْفٍ مِّن فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِمْ أَن يَفْتِنَهُمْ وَإِنَّ فِرْعَوْنَ لَعَالٍ فِي الأَرْضِ وَإِنَّهُ لَمِنَ الْمُسْرِفِينَ ﴿٨٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe
mâ âmene
li mûsâ
illâ
zurriyyetun
min kavmi-hî
alâ havfin
min fir'avne
ve melâi-him
en yeftine-hum
ve inne
fir'avne
le âlin
fî el ardı
ve inne-hu
le min el musrifîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | bundan sonra |
mâ âmene | âmenû olmadı (îmân etmedi, inanmadı) |
li mûsâ | Musa'ya |
illâ | ancak, ...den başka, hariç |
zurriyyetun | zürriyet, sülâle |
min kavmi-hî | onun kavminden |
alâ havfin | korkusu üzerine, korkusuyla |
min fir'avne | firavundan |
ve melâi-him | ve onun ileri gelenleri |
en yeftine-hum | onları fitneye düşürmesi (onlara işkence etmesi) |
ve inne | ve muhakkak |
fir'avne | firavun |
le âlin | çok kibirli, büyüklük taslayan, üstün (zorba) |
fî el ardı | yeryüzünde |
ve inne-hu | ve muhakkak o |
le min el musrifîne | gerçekten haddi aşanlardan, müsriflerden, azgınlardan |
Bundan sonra, firavunun ve onun ileri gelenlerinin onları fitnelemesi (belâya uğratması) korkusuyla, Musa (A.S)’a, (kendi) kavminden, zürriyetinden (gençlerinden) başkası îmân etmedi. Ve muhakkak ki firavun, yeryüzünde üstündü (zorbaydı). Ve gerçekten o müsriflerdendi (haddi aşan azgınlardandı).
YÛNUS SURESİ 83. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Artık Mûsa'ya imân etmedi, ancak kavminden bir zürriyet kendilerinin Fir'avun'dan ve onların cemaatinden bir belaya uğrayacaklarından korkar oldukları halde imân etmiş oldular. Fir'avun ise muhakkak ki, o yerde yüksek idi ve şüphe yok ki, o haddi tecavüz edenlerden idi.
Ömer Nasuhi Bilmen