YÛNUS SURESİ 88. Ayeti Tefhim-ul Kuran Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
وَقَالَ مُوسَى رَبَّنَا إِنَّكَ آتَيْتَ فِرْعَوْنَ وَمَلأهُ زِينَةً وَأَمْوَالاً فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا رَبَّنَا لِيُضِلُّواْ عَن سَبِيلِكَ رَبَّنَا اطْمِسْ عَلَى أَمْوَالِهِمْ وَاشْدُدْ عَلَى قُلُوبِهِمْ فَلاَ يُؤْمِنُواْ حَتَّى يَرَوُاْ الْعَذَابَ الأَلِيمَ ﴿٨٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve kâle
mûsâ
rabbe-nâ
inne-ke
âteyte
fir'avne
ve melâ-hu
zîneten
ve emvâlen
fî el hayâti ed dunyâ
rabbe-nâ
li yudıllû
an sebîli-ke
rabbenâtmis alâ
emvâli-him
veşdud (ve uşdud)
alâ kulûbi-him
fe lâ yu'minû
hattâ yerevu
el azâb el elîme
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve kâle | ve dedi |
mûsâ | Musa |
rabbe-nâ | Rabbimiz |
inne-ke | muhakkak sen |
âteyte | sen verdin |
fir'avne | firavun |
ve melâ-hu | ve onun ileri gelenleri |
zîneten | süs, ziynet |
ve emvâlen | ve mallar |
fî el hayâti ed dunyâ | dünya hayatında |
rabbe-nâ | Rabbimiz |
li yudıllû | onları saptırsın |
an sebîli-ke | senin yolundan |
rabbenâtmis alâ | Rabbimiz yok et, mahvet |
emvâli-him | onların mallarını |
veşdud (ve uşdud) | ve şiddetlendir, sıkıştır |
alâ kulûbi-him | kalplerinin üzerini, kalplerini |
fe lâ yu'minû | artık mü'min olmazlar |
hattâ yerevu | görünceye kadar |
el azâb el elîme | elim azap, acı azap |
Ve Musa (A.S) şöyle dedi: “Rabbimiz, muhakkak ki Sen, firavun ve onun ileri gelenlerine dünya hayatında ziynet (süs eşyası) ve mallar verdin. Rabbimiz, (o mallar) onları Senin yolundan saptırsın! Rabbimiz, onların mallarını mahvet, onların kalplerini sıkıştır. Artık elîm azabı görünceye kadar onlar, mü’min olmazlar.”
YÛNUS SURESİ 88. Ayeti Tefhim-ul Kuran Meali
Musa dedi ki: «Rabbimiz, şüphesiz Sen, Firavun'a ve önde gelen çevresine dünya hayatında bir çekicilik (güç, ihtişam) ve mallar verdin. Rabbimiz, Senin yolundan saptırmaları için (mi?) Rabbimiz, mallarını yerin dibine geçir ve onların kalblerinin üzerini şiddetle bağla; onlar, acıklı azabı görecekleri zamana kadar iman etmeyecekler.»
Tefhim-ul Kuran