YÛNUS SURESİ 99. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
وَلَوْ شَاء رَبُّكَ لآمَنَ مَن فِي الأَرْضِ كُلُّهُمْ جَمِيعًا أَفَأَنتَ تُكْرِهُ النَّاسَ حَتَّى يَكُونُواْ مُؤْمِنِينَ ﴿٩٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
rabbu-ke
le âmene
men
fî el ardı
kullu-hum
cemîân
e fe ente
tukrihu en nâse
hattâ
yekûnû
mu'minîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
rabbu-ke | senin Rabbin |
le âmene | elbette îmân ederdi |
men | o kimseler |
fî el ardı | yeryüzünde |
kullu-hum | onların bütünü, hepsi |
cemîân | topluca |
e fe ente | öyleyse, yoksa sen mi |
tukrihu en nâse | insanları zorlayacaksın (mecbur tutacaksın) insanlar kerih görse de (istemese de) |
hattâ | oluncaya kadar |
yekûnû | olurlar |
mu'minîne | mü'minler |
Ve şâyet senin Rabbin dileseydi, yeryüzünde olan kimselerin hepsi elbette topluca îmân ederlerdi. Yoksa sen, insanları mü’min(ler) oluncaya kadar zorlayacak mısın?
YÛNUS SURESİ 99. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
İşte bunun gibi Rabbin, eğer öyle olmasını dileseydi, yeryüzünde yaşayan herkes, topyekün iman ederdi. Hal böyleyken ey peygamber! İnsanları iman etsinler diye zorlayacak mısın?
Abdullah Parlıyan