40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


وَلَوْ شَاء رَبُّكَ لآمَنَ مَن فِي الأَرْضِ كُلُّهُمْ جَمِيعًا أَفَأَنتَ تُكْرِهُ النَّاسَ حَتَّى يَكُونُواْ مُؤْمِنِينَ ﴿٩٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

rabbu-ke le âmene men fî el ardı kullu-hum cemîân e fe ente tukrihu en nâse hattâ yekûnû mu'minîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
rabbu-ke senin Rabbin
le âmene elbette îmân ederdi
men o kimseler
fî el ardı yeryüzünde
kullu-hum onların bütünü, hepsi
cemîân topluca
e fe ente öyleyse, yoksa sen mi
tukrihu en nâse insanları zorlayacaksın (mecbur tutacaksın) insanlar kerih görse de (istemese de)
hattâ oluncaya kadar
yekûnû olurlar
mu'minîne mü'minler

Ve şâyet senin Rabbin dileseydi, yeryüzünde olan kimselerin hepsi elbette topluca îmân ederlerdi. Yoksa sen, insanları mü’min(ler) oluncaya kadar zorlayacak mısın?

YÛNUS SURESİ 99. Ayeti Ahmet Varol Meali

Rabbin dileseydi yeryüzünde bulunanların tümü topluca iman ederdi. Şu halde insanları mü'min olmaları için sen mi zorlayacaksın?

Ahmet Varol