40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.

إَنَّ الَّذِينَ لاَ يَرْجُونَ لِقَاءنَا وَرَضُواْ بِالْحَياةِ الدُّنْيَا وَاطْمَأَنُّواْ بِهَا وَالَّذِينَ هُمْ عَنْ آيَاتِنَا غَافِلُونَ ﴿٧﴾

10/YÛNUS SURESİ-7. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatmeennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).

Bize kavuşmayı ummayanlar dünya hayatından hoşnud olup, onunla yetinenler ve âyetlerimizden de gafil olanlar var ya...

وَاللّهُ يَدْعُو إِلَى دَارِ السَّلاَمِ وَيَهْدِي مَن يَشَاء إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ ﴿٢٥﴾

10/YÛNUS SURESİ-25. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vallâhu yed'û ilâ dâris selâm(selâmi), ve yehdî men yeşâu ilâ sırâtin mustekîm(mustekîmin).

Allah, (kullarını, cennete) selâm evine çağırır ve dilediğini doğru yola iletir.

لِّلَّذِينَ أَحْسَنُواْ الْحُسْنَى وَزِيَادَةٌ وَلاَ يَرْهَقُ وُجُوهَهُمْ قَتَرٌ وَلاَ ذِلَّةٌ أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ ﴿٢٦﴾

10/YÛNUS SURESİ-26. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lillezîne ahsenûl husnâ ve zîyâdetun, ve lâ yerheku vucûhehum katerun ve lâ zilletun, ulâike ashâbul cenneti, hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

İyi iş yapanlara (mükâfat olarak) daha iyisi ve bir de “ziyade” vardır. Onların yüzlerine ne toz bulaşır, ne de zillet.. İşte asıl cennet ehli bunlardır. Ve orada daimîdirler.

قُلْ هَلْ مِن شُرَكَآئِكُم مَّن يَهْدِي إِلَى الْحَقِّ قُلِ اللّهُ يَهْدِي لِلْحَقِّ أَفَمَن يَهْدِي إِلَى الْحَقِّ أَحَقُّ أَن يُتَّبَعَ أَمَّن لاَّ يَهِدِّيَ إِلاَّ أَن يُهْدَى فَمَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ ﴿٣٥﴾

10/YÛNUS SURESİ-35. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kul hel min şurakâikum men yehdî ilâl hakk, kulillâhu yehdî lil hakk(hakkı), e fe men yehdî ilâl hakkı ehakku en yuttebea em men lâ yehiddî illâ en yuhdâ, fe mâ lekum, keyfe tahkumûn(tahkumûne).

(Ey Muhammed! Yine müşriklere) de ki: “Ortak koştuğunuz (ilâhlar) arasında hiç, Hakk'a hidayet eden biri var mı?” De ki: “Yalnız Allah, Hakk'a hidayet eder.”