Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Bu sûrede Yûsuf Peygamberin hayatta karşılaştığı sıkıntılar ve bunlara sabrederek nasıl başarıya ulaştığı anlatılmaktadır. Kur’an’da baştan sona kadar bir tek konuyu anlatan tek sûre budur.


وَرَفَعَ أَبَوَيْهِ عَلَى الْعَرْشِ وَخَرُّواْ لَهُ سُجَّدًا وَقَالَ يَا أَبَتِ هَذَا تَأْوِيلُ رُؤْيَايَ مِن قَبْلُ قَدْ جَعَلَهَا رَبِّي حَقًّا وَقَدْ أَحْسَنَ بَي إِذْ أَخْرَجَنِي مِنَ السِّجْنِ وَجَاء بِكُم مِّنَ الْبَدْوِ مِن بَعْدِ أَن نَّزغَ الشَّيْطَانُ بَيْنِي وَبَيْنَ إِخْوَتِي إِنَّ رَبِّي لَطِيفٌ لِّمَا يَشَاء إِنَّهُ هُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ ﴿١٠٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve rafea ebeveyhi alâl arşı (alâ el arşı) ve harrû lehu succeden ve kâle yâ ebeti hâzâ te'vîlu ru'yâye min kablu kad ceale-hâ rabbî hakkan ve kad ahsene iz ahrace-nî min es sicni ve câe bi-kum min el bedvi min ba'di en nezega eş şeytânu beynî ve beyne ıhvetî inne rabbî latîfun li mâ yeşâu inne-hu huve el alîmu el hakîmu
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve rafea ve yükseltti, çıkardı
ebeveyhi onun annesi ve babası
alâl arşı (alâ el arşı) tahtın üzerine
ve harrû ve (yere) eğildiler (çömeldiler)
lehu ona
succeden secde ederek
ve kâle ve dedi
yâ ebeti ey babacığım
hâzâ bu
te'vîlu tabiri, yorumu
ru'yâye benim rüyam
min kablu önceden, daha önce
kad oldu, olmuştu, olmuştur
ceale-hâ onu kıldı, yaptı
rabbî benim Rabbim
hakkan hak, gerçek
ve kad ve olmuştu
ahsene ahsen, en güzeli, en iyisi
bana, benim için
iz o zaman, olduğu zaman
ahrace-nî beni çıkardı
min es sicni zindandan
ve câe bi-kum ve sizi getirdi
min el bedvi çölden
min ba'di sonradan
en nezega arasını açmak
eş şeytânu şeytan
beynî benim aram
ve beyne ve arasında
ıhvetî benim kardeşlerim
inne muhakkak
rabbî benim Rabbim
latîfun latîftir, lütuf sahibidir
li mâ yeşâu dilediğine
inne-hu muhakkak ki o
huve o
el alîmu en iyi bilen
el hakîmu hakîmdir (en iyi hüküm veren, hikmet sahibi olan)

Ve anne babasını tahtın üstüne çıkarttı. Ona secde ederek eğildiler. Yusuf (a.s) şöyle dedi: “Ey babacığım! Bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Rabbim onu hakikat kıldı (gerçekleştirdi). Ve beni zindandan çıkardığı zaman bana en güzelini yaptı (Benim için en güzelini dizayn etti). Ve şeytan, benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra sizi çölden getirdi. Muhakkak ki; benim Rabbim, dilediğine lütuf sahibidir. Alîm (en iyi bilen) ve Hakîm (en iyi hüküm veren, hikmet sahibi) olan muhakkak ki; “O” dur.”

YÛSUF SURESİ 100. Ayeti Diyanet İşleri (eski) Meali

Ana babasını tahtın üzerine oturttu, hepsi onun önünde (Allah'a secde edip) eğildiler. O zaman Yusuf: 'Babacığım! İşte bu, vaktiyle gördüğüm rüyanın çıkışıdır; Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabbim bana pek çok iyilikte bulundu. Doğrusu Rabbim dilediğine lütufkardır, O şüphesiz bilendir, Hakim'dir' dedi.

Diyanet İşleri (eski)